bugün
yenile
    1. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      usta parmakların işlediği bir akordeondan dinlendiğinde hüznü hissettiren bir çerkes melodisi hikayesi'de en az melodi kadar hüzünlü. ağlatan kafe
    2. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      iç burkan bir aşk acısının hikayesinden doğduğu rivayet edilir. melodisi dokunur. kafkasların , çerkeslerin müziğidir. x
      0ben bunu unutmuştum be. yıllar önce dinlerdim. tsk ederim. - suprise motherfucker 27.04.2016 14:04:14 |#2619389
      0metrolarda dinliyorum, sokaklarda dinliyorum bende. - tabikiiii 27.04.2016 14:06:42 |#2619458
      02010 falan üniversiteye giderken tramvayda dinlerdim.o günlere geri döndüm. gerçekten minnettarım. - suprise motherfucker 27.04.2016 14:09:08 |#2619460
      butun yorumlari goster (4)
    3. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      az önce markete girdim, birden kasa görevlisinin telefonu çaldı, kadına döndüm burada çerkesler var sanırım dedim, yoo dedi, bu müzik çerkes müziği dedim, hoşuma gitti koydum dedi. ya bizim o müziğini birbirimizi bilelim diye de kullanıyoruz, böyle troll yapılır mı? çerkesler arası tanışma ve diyaloga darbedir. çerkez değilseniz telefonunuza zil sesi yapmayın bence.
      1şeşen daha popüler artık :)) - ibni zina 14.05.2016 09:48:21 |#2632834
      0sen ne diyon lan sikik. türkçe konuş amk - zabaan korunde aminiza gorum 14.05.2016 09:49:46 |#2632780
      0hayatım sen çerkesmisin - delpieroformasi 14.05.2016 13:58:58 |#2632950
      butun yorumlari goster (4)
    4. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Çerkes düğünlerinde çalar bazen.Eşler bunu karşılıklı neşeli oynar ama yavaş oynamaları gerekir.Hüzünlü oynamalı gerekir.Çünkü hikayesi hüzünlüdür.Her güzel şarkı gibi bu da hüzünden beslenmiştir. Dinlemek isteyen buradan dinleyebilir. Bazen notalar sözlerden daha can yakıcı olabiliyor
      1bunu dinleyip ağladığım çok olmuştur.. nerden esti bu hüzün.. - pinokyo 16.12.2017 22:31:12 |#3557053
      1hüzün geldiği zaman bir şehire, mahalleye veya bir haneye toplu halde geliyor.bu akşam da öyle.gelmiş. - helgendeejderhagordum 16.12.2017 22:36:28 |#3557609
      1hüzün bir yerdeki herkesi etkiliyorsa orada birbirine değer veren insanlar var demektir, orada yalnızlık yoktur. hüzün bir kişinin içinde barınmaz, kalabalık içinde dağılır, azalır, uzaklaşır.. - pinokyo 16.12.2017 22:40:20 |#3557675
      butun yorumlari goster (4)
    5. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
    6. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      t: ağlatan qafe ve ağlayan kafe olarak da bilinen, usta parmakların maharetiyle haşır neşir olan bir akordeondan dinlenilmesi makbul olan hüzünlü çerkes müziği. bunun gibi bununla beraber pek çok versiyonu da mevcuttur; ağlatan dans dizisinde de kullanılan versiyonu - link aslan tlebzu versiyonu - link klasik bir versiyonu - link başka bi' klasik daha - link ham halinde sözleri yoktur. zira bu nota kombinasyonun üzerine söz yazmaya gerek kalmamıştır. gazap'ın da dediği gibi; "müzik değil, acılardır evrensel olan." ve buradaki heybenin içinde müzik de vardır, acı da.. fakat üzerine söz yazmaya meyledenler de yok değil. buyurunuz amatör bir çalışma; link "ben toprağa yazdım seni, yağmurlar sildi ismini. bulutlar değildi ağlayan, gözyaşlarım sana akan.." müziğin doğum sancıları hakkında kesin bir bulgu olmamakla beraber, ortaya çıkışı hakkında -birçok hikaye arasından- en çok rağbet görmüş iki hikayesi vardır; ilk hikaye; link kıvanç kasabalı anlatımıyla; link ikinci hikaye; link bu ahenk sadece kafkasya'dan anadolu'ya sürgün edilirken yetim/öksüz kalan, karadeniz üzerindeyken imkan yetersizliği ve koşulların acımasızlığı yüzünden binlerce insanını kaybeden ve "o deniz en çok bize karadır." diyen çerkeslerin değil, her halkın, her insanın, her aşkın ve her ayrılığın acısına tercümandır. dinleyende insiyakı devreye sokan, irticalen insanı tarumar eden, sadece demlenmeye niyet etmesine rağmen zamana yenik düşerek ve sessiz bir şekilde içten içe harap olarak zift haline gelmiş her matemi irdeleyen bir şaheserdir. (bkz: 21 mayıs 1864) gözle görülmese de, gönülle hissedilir babacan bir tavrı vardır, her mazluma merhamet eder. içinde esen miktarda anne sevgisi barındırır, acısı olup da dinleyen herkese kucak açar. dili lal olmuş olsa da, sizi "siz" yapan çoğu şeyi kalbinizde gün yüzüne çıkartır. velhasıl; ağlatan kafe geçmiş zamanda ağlamış, şimdiki zamanda ağlayan ve gelecek zamanda ağlayacak olan herkes için notalarla inşa edilmiş armonik bir manifestodur. mütemadiyen de öyle kalacaktır.. ayrıca; (bkz: çerkes dansı) edit: şu hikaye anlatımlarını da şuraya iliştireyim..
    7. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      https://www.youtube.com/watch?v=4UZv3hbkuNk hikayesi; *çevrede sayılan, soylu bir ailenin tek kızının güzelliği ve asaleti dillerde dolaşır, genç delikanlı ise soylu olmayan bir ailenin ikinci oğludur. cesur, bir o kadar da mert ve savaşçı bir erkektir. kız ve delikanlı birbirlerine sevdalanırlar. kızın ailesi bu ilişkiyi onaylamamaktadır. gencin ailesinin soylu olmadığını gerekçe olarak öne sürerler. kızın güzelliği tüm ülkede anılmaya başlar ve zamanın rus çarı kızın methini duyar, kızı görmek için köye gelir ve kızı görünce hayran kalır. kızın babasından kızı ister, baba şaşkındır, büyüklere haber salınır, herkes ulu kestane ağacının altında toplanır, tartışılmaya başlanır ve sülalenin ileri gelenleri çarın arzusunu kabul edilemez bulur "bir çara verilecek kızımız yoktur!" denir. ve... çar’a haber salınır; bizde sana verilecek kız yoktur diye... koskoca çar sinirlenir ve "bu nasıl bir sözdür?" der kabul edilmez bulur. kızı kaçırmak için yola çıkar.. genç delikanlı ise olanlardan habersiz aşkı için ağıtlar yakmakta ve kavuşacakları günün hayali ile günleri eksiltmekte, kız ise çaresiz aşkı için her gün ağlamakta ve baba sözü ile aşkı arasında kalmaktan korkup zorlanmaktadır. çarın kızı kaçırmak isteyişini haber alan büyükler çareler peşindedirler.. derken kızı sevdiği delikanlıya vermeyi uygun bulurlar ve çara vermektense "soylu olmasada bir dağlıya gelin etmek" daha iyidir diye düşünürler... bir an önce düğün hazırlıklarına başlanır, atlılar dört bi yana dağılır, haberler salınır, tüm eller düğünümüz var diye. iki gencin kalbi kavuşacak olmanın heyecanı ile atmaktadır. düğün günü gelip çatar, dört bir yandan gelen misafirler ağırlanır, eğlenceler başlar... çar çoktan gelmiş ve pusuda adamları ile hazır vaziyette kollamaktadır her bir yanı... çarın bir emriyle tüm adamları kızı kaçırmak için düğün meydanını basarlar ve kızı alıp dağa kaçarlar. ardından delikanlı peşlerine düşer.. çarın elinden sevdiğini alacaktır, dinlemez hiçbir söyleneni, aklında tek sevdiği vardır... kız çaresiz yalvarır bırakmaları için, çar gülerek izin vermeyeceğini söyler. derken uçurum kenarından geçerken kız "senin olmaktansa ölmeyi yeğlerim" diyerek kendini uçurumdan boşluğa bırakır ve delikanlının geçmekte olduğu yola düşer... ,delikanlı koşar, sevdiğinin yerde yatan cansız vücudunu kucaklar ve köye geri döner... köy matem havasındadır, cenaze hazırlanır ve kızı mezarlığa götürenlerin ardından yürür delikanlı... ağzında mızıkası ile başlar bir melodi çalmaya. o günden sonra ne genç delikanlıyı gören olur, ne de çarı... işte bu melodi eskiden sevdalıların karşılıklı oynadıkları oyunda "biz sevdalıyız, haberiniz olsun!" manasına gelirmiş. şimdilerde oynayanlar anlamını bilmediği içindir ki; dikkat etmeden hızlı oynamaktadır.. çünkü oyun, hikayesindeki hüzne uyarcasına ağır ve yavaş hareketlerle oynanır. son söz:"oynarken dostlar, iki sevdalı gibi oynayın ki; sizler oynarken o iki sevdalı bedenlerinizde can bulsunlar".* -alıntıdır.
      1başlığı görünce dedim kesin forgiven yazdı :d - blackorwhite 23.03.2018 17:20:43 |#3663281
    8. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      link nereden buldum nereden denk geldim bilmiyorum ama mahvediyor bu ses beni. Ağlamaklı oluyorum gözlerim yaşlanıyor istemsizce. Çok içten bi acı var içinde (#2205825) burada yazılmış hikayesi